Dostlarıyla yaşayarak stresle başa çıkmak

Stresle Başa Çıkmak

Günümüzün en büyük sorunu değil mi STRESLE BAŞA ÇIKAMAMAK”?

Ya da en büyük beceri değil mi yaşadığı “STRESLE BAŞA ÇIKABİLEN” olabilmek?

İki cümle de doğru, bireyler açısından… Yalnızlaşan ve sorunlarla karşılaştığında beceriksizleşen, yoğun anksiyete yaşayan, depresyona giren, hatta genetik bir yatkınlık varsa daha ağır psikiyatrik (Ruhsal) (Şizofreni vb…)  sorunlarla karşılaşan kişilerle az mı karşılaşıyoruz?

Prof. Dr. Remzi OTO
Dicle Üniversitesi Tıp Fak.
Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yıllar önce çocuklarımdan birine (Berat’a) karne hediyesi olarak, kafesiyle birlikte bir muhabbet kuşu almış eve getirmiştik. Berat ilkokul öğrencisi idi. Kendi isteğiydi ve evde bakımını da kendi üstlenecekti…Evimize yeni bir üye gelmiş, evin atmosferi değişmişti hemen…Kardeşler arası çatışmalar azalmış, ilgi yeni üyedeydi…İlk gözlemim buydu. Sonra yeni üye yeni beceriler geliştirdi ,Berat’ın evden ayrılış ve geliş saatlerini öğrendi, ona göre ötüyor, uğurluyor ya da karşılıyordu. Ve bu gelişme diğer çocuklarım ve bizde –günümüzün en olgun psikolojik becerisi sayılan- EMPATİK anlayışı geliştirdi, olgunlaştırdı…

Artık başka bir varlığı önemsiyor, duygu durumunu anlamaya çalışıyorken kendi iletişimimiz daha da olgunlaşıyordu…Gözlerinin içine bakıyorduk anlamak için,o da bizimkine bakıyordu sanki….

Yoğun sınav dönemlerinde STRES denilen endişe ve korkunun üstesinden gelmede az mı katkısını gördük muhabbet kuşunun…

Kedi ya da Köpek ve diğer, evde ya da dışarıda doğal ortamlarında bakabileceğimiz dostlarımız,yaşam ortaklarımıza  katkı sunarken onlardan aldığımız,alacağımız PSİKOSOSYAL desteğin de farkında olmamız gerekir.

Onlar bizimle yaşarken, biz de onlarla olgunlaşıyor,iletişim kuruyor,yalnızlığımızı gideriyor ve diğer insanlarla iletişim kurmamıza katkılarını alıyoruz…Bu ilişki bir KAZAN-KAZAN ilişkisi olarak yaşam boyu devam ediyor.

Bebekken almışsak büyüme sürecini ilgiyle izliyor, yaşlılık döneminde bize gereksinimi artıyor,sağlık sorunları ile ilgilenirken,bize bakışını,teşekkürlerini anlamamak/unutmak mümkün mü?Yardım etmenin hazzını bu kadar kaliteli yaşatan başka bir deneyim yaşamak mümkün mü?

Bazılarımız yardıma gereksinim duyan,dezavantajlı grup ve bireylere (çocuk,genç,yaşlı,engelli,yoksul) yardım/destek olmayı hedeflemişken,bazılarımız çevre etkinliklerine  duyarlı olabilir,bizler de hayvan dostlarımızla yaşamı anlamlı kılmaya çalışıyoruz…Bunların birleşimi değil mi anlamlı yaşamak….

Elbette önyargılı, koşullanmış bireylerin tepkileri ile başa çıkmak da bir başka kazanımımız olarak yaşamımızda yerini almaktadır.Bu deneyimle,önyargılarla mücadelenin zorluklarını da öğreniyor ve buna uygun strateji geliştirme becerilerimizi deneyimleme fırsatlarını da yakalamıyor muyuz?

Bir başka yazıda buluşmak üzere, dostlarınızla birlikte hoşçakalın….

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir