Kivi’nin Güncesi: 6

Kemal ASLAN-

30 Aralık 2024 (patievreni.com)-

Bugün can dostunun iki sınavı var. Dolayısıyla sabah okula gelecek. Ben de onun bir

sınavında gözetmenim. Kivi ile karşılaşmaları nasıl olacak? O ana tanık olmak

istiyorum. Her zamanki gibi servise bindim ama üç dakika geç kalktı. O sırada can

dostu dolaylı olarak günaydını da içeren Kivi’nin onun odasındaki fotoğrafını yolladı.

Yani karşılaşma anına tanık olamadım onların. O, her zamankinden erken gelmiş

sekize on kala okuldaymış. Kardeşi, otomobiliyle onu bırakmış okula. Kivi, sekizinci

blokun girişinde dışarıda karşılamış onu. Onun peşinden odasına gelmiş. O,

dolabından çıkardığı mamasını koymuş kabına. Kivi de hemencecik oracıkta yemiş.

Ben yaklaşık yarım saat sonra odasında olabildim. Kivi, sessiz sakindi ve onunla

ilgilenmiyordu. Birkaç kere göz göze geldik. Onun “bebeğim” diye seslenişlerine bile

yanıt vermedi. Şaşırdım. “Ne oldu?” dedim, “Benimle ilgilenmedi, karnını doyurdu ve

masamın karşısındaki koltuğa uzandı” dedi, can dostu. Sonra Kivi’nin başını

okşamak istedi ama o sanki yabancı biriymiş gibi elini tırmıkladı. Canı hafif yansa da

sesini çıkarmadı can dostunun. Saymadım ama elinde böyle tırmık izleri var hala

geçmeyen. Üstelik çoğu da Kivi’ye ait. Gerçi o, bu tür yaralanmalara alışık. Hemen

limon kolonyası sürdü benim tersime kokusunu sevmese de. Sonra “edepsiz

kızımmm” diye sesini yükseltti. “Ne oluyor böyle” deyince “biz onunla böyle

anlaşıyoruz” dedi. Şaşırdım. Eskiden böyle değildi. Aramıza mesafe girmesinden bu

yana benim de yeni fark ettiğim ilişki biçimi gelişmiş aralarında. Bir zamanlar biri

bana: ”Aramızda uzun süreli toksik bir ilişki var sanki” demişti. O zaman da bu sözü

kabul etmemiştim. Toksik ilişkiler, değersizleştirmeye dayanır. Aşağılama, yok sayma

vardır. Hâlbuki bizim aramızda gerilim ve çatışmalar olurdu. Farklı pencerelerden

baktığımızdan belki de aynı değerlerde buluş(a)madığımızdan. Ya da karşılıklı net

olunamadığından.

Her neyse geçmiş bir zamana aitti o durum. Ama böyle bir ilişki

biraz şiddet içermiyor muydu? O seslenişten sonra Kivi koltuğunda kaldı, kalkmadı bir

süre. Yeni bir sevgi dili oluşmuş belki de aralarında benim anlayamadığım.

Kivi, her zaman yaptığının tersine bir süre sonra odadan çıkmak istedi. Aslında

yemek yedikten sonra onun odasında bir süre uyurdu. Bu kez uyumak istemedi.

Onun yine gideceğini, geçici süreyle okulda olduğunu sezdiği için mi? Ama çıkmadı

odadan. Onun giydiği montun altında bir süre durdu. Belki onun kokusunu daha fazla

hissetmek istedi. İçine çekti kokusunu. Sonra yeniden onun masasındaki koltuğa

geldi. Ben de tam karşısındaki sandalyedeydim. O, “bebeğimmm” diye seslendi ama

yine ona hiç bakmadı. Ben arada “kara kız” dedim. Yemyeşil gözleriyle kısa süre

bana “ne istiyorsun, rahatımı bozma” dercesine baktı.

Ben sınav görevim için ayrıldım odadan; o hala oradaydı. Can dostu da Yaklaşık altı

saat sonra okuldan ayrıldı. Siyah kedi de masasındaki koltuğa uzanmış yatıyordu. Bu

kez her zamankinin tersine sırtı kapıya dönüktü. Güven içinde mışıl mışıl uyuyordu.

Fotoğraflarını çektiğimi bile fark etmedi. Tetikte değildi yani. Onun odasında olmak

ona iyi geliyordu. Bir sığınakta onun için bu oda. Onun farkındaydı ama can dostuna

da sevgisini göstermemişti bu kez. Belki kendisinin de birkaç gündür yaşadığı

mahrumiyeti ona hatırlatmak istemişti. Bir tür cezalandırma mıydı? Varken yokluğunu

göstermek, yokmuş gibi davranmak?

Birbirlerinin varlıklarından haberdar olsalar da bugün görmezden geldiler birbirlerini.

Belli ki aralarındaki soğukluğun geçmesi zaman alacak. Malum havalar da soğuyor.

Uzun bir kış geliyor. Geceler kısalmaya başlasa da…

İlişkileri hangi yöne evrilecek? Bence belirli bir rutinin yeniden yaşanmasıyla

aralarındaki soğukluk aşılacak. İkisi de birbirleri için ne anlama geldiklerini biliyorlar.

Ancak can dostunun sağ ayağının kırılmasıyla oluşan yeni bir gerçeklik var. Bu

gerçeklik ilişkilerini nasıl etkileyecek. Önümüzdeki günlerde karşılıklı davranışları

bunu belirleyecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir