Üç Can Dostla Aralanan Mutluluk Kapısı

Herkesin bir öyküsü olabilir. Yaşamı sürdürmek, ayakta kalmak, zorlukların üstesinden gelmek, paylaşmak dayanışmak, başarmak… Her birinde farklı öyküler barınabilir. Bir de dokunulan canlarla zenginleşen hayatlar ve onların öyküleri vardır. Bugün paylaşacağımız hikaye o türden. Lora-Aydın çiftinin hayatlarındaki üç “P” ile ilgili. Her P’nin arkasında farklı bir öykü var. Dilerseniz biraz yakından bakalım!

Lora-Aydın Arslan çifti uzun yıllardır İstanbul Yeşilköy’de yaşıyor. Son iki yıldır hayalleri “Cov Cov (Çin Aslanı)” cinsi köpek edinmek olmuş. Barınak barınak dolaşmışlar aradıklarını bulmak için. “Satın alma barınaktan al” ilkeleri olmuş. Ama hayallerindeki bir türlü köpeği bulamamışlar. Taki Yedikule Hayvan Barınağı’na gelinceye kadar. Barınakta oldukça şirin ve güzel fıldır fıldır koşuşturan “Bişon” cinsi köpek yavrusu ile karşılaşmışlar. Kanları ısınmış ve hemen karar vermişler bu güzelim yavruyu evlat edinmeye. Adını da Poncik koymuşlar. İlk can dostlarını böyle bulmuşlar. Ancak Poncik’in kederli bir hikayesi var.

Yeşilköy’de spor salonu işleten Aydın Aslan, Yedikule Barınak sorumlusu Meral Olcay hanımdan dinlediği hikayeyi bizimle de paylaştı: “ Poncik’in sahibi o’nu sokağa terk etmiş. Bir yolunu bulan sevimli yavru sahibinin evine tekrar dönmüş. Vicdan yoksunu sahibi tekrar onu salıvermiş. Bu defa uzağa .Poncik’i bulanlar barınağa haber vermiş. Yetkililer bu masum yavruyu korumaya almış. Poncik için aksilikler yine sürmüş. Hastalanmış, enfeksiyon kapmış ve dişlerinde apse oluşmuş Poncik’in. Uzun bir tedavi sürecinden sonra Poncik iyleşti ve bizim yaşamımıza ortak oldu. Hayatımıza katıldı evladımız oldu.”

Lora-Aydın Arslan çifti bir süre sonra evde olmadıkları zamanda Poncik’e arkadaşlık yapabilecek bir köpek arayışına girmişler. Bu konuda eşi Lora da oldukça ısrar etmiş. Geçen yıl Mart ayında bu istekleri de gerçek olmuş. Sheir cinsi adına Pers dedikleri yeni bir can hayatlarına ortak olmuş.

Pers iki büyük ameliyattan sonra sağlığına kavuştu

Pers’i nasıl sahiplendiklerini Aydın Arslan şöyle anlattı: “Pers’i Kuruçeşme’de bir villadan alıp evlat edindik. Pers daha sonra 2 büyük ameliyat geçirdi. Pers’e ölümcül mesane kanseri teşhisi konulması bizi çok üzdü. Allaha şükür Pers bu hastalığın üstesinden geldi. Şu anda 9 yaşında ve herhangi bir sorun olmadan yaşamını sürdürüyor. Pers daha çok eşim Lora’ya meyilli. Eve geldiğimizde sevinçten Poncik ile ne yapacaklarını şaşırıyorlar.”

Aydın Arslan üçüncü köpekleri Pier’i de nasıl sahiplendiklerini bize şöyle anlattı :

Pier, sahipleri eve geldiğinde sevinçten uçar gibi oluyor.

“Bir gün ‘anne sütünden koparılmış 2 aylık köpek yavrusu yuva arıyor’ haberi bize ulaştı. Eşimle konuşuyorduk. Birden bana ‘ikiye bakan üçe de bakar’ dedi. Böylece minnacık yavruyu aldım evimize getirdim. Bir yaşını doldurdu. evimizin en küçük üçüncü canı. Pier, çok cana yakın ve bizimle karşılaştığı her an yüzümüzü öper, yalar. Haklı olarak ilgi de ister. Yoğun iş temposundan sonra eşimle eve geldiğimizde günün yorgunluğunu bu 3 evladımızla oynayarak atıyoruz. Hem onlar hem de bizler mutlu bir şekilde yaşamımızı sürdürüyoruz. Hayvanlar can dostumuz. Bu dostları satın almayın sokak ve barınaklardan alın ” 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir