Bayram Yıldız, uzun zamandır Yeşilköy’de terzilik yapıyor küçük bir dükkanı var. Yılların esnafı. Çevre tarafından da biliniyor. Her sabah erkenden açıyor dükkânını. Rızkın peşinde olmanın verdiği alışkanlık. Bir hafta önce de tam dükkanı açacak mış ki küçücük iki aylık bir kedi yavrusu dükkan kapısı eşiğinde durmuş mahsun gözlerle kendisine bakarken görmüş. Ona mama ve su vermiş sonra da gitmesi için çaba harcamış. Kedi bu. Sevgi görünce ayrılır mı?

Bayram usta annesi var mı diye sağa sola bakınmış. Kimi kimsesi var mı diye etrafı kolaçan etmiş. Ama nafile. Sonun da o da dükkânına yeni bir arkadaş almış. O da biliyor herkes rızk peşinde bir de sevgi… İki gönül bir arada olunca hani derler ya “samanlık seyran olur.” Öyle de olmuş.

Küçücük kedinin adı yokmuş Bayram usta ona Zelal ismi koymuş. Berrak anlamına geliyor. Güne onunla başlamanın heyecanını yaşıyor o. Küçücük Zelal çevredeki esnafın da bir anlamda maskotu olmuş. Herkes ona ilgi gösteriyor. Üstelik o artık sokak kedisi değil. Sahipli. Gidebileceği, kalabileceği bir can dostu var. Ona güveniyor..

Zaman zaman Bayram ustanın omuzuna çıkıyor onun nasıl dikiş diktiğini merak ediyor. Bazen de tezgâhta meraklı gözlerle Bayram ustayı izliyor. Dikiş makinesinin üstüne çıkıyor, çıkan sesi dikkatle dinliyor. Çıraklığın ilk kuralı gözlemdir. O da bir küçücük çırak ve türünün özelliğini taşıyor: Meraklı.

Bayram usta bir yere gidince o da omuzunda onunla gitmeyi seviyor. Her canlı bir sıcaklık arıyor. O da Bayram usta da buluyor bunu. Zaman zaman da canı sıkıldığında diğer esnafları dolaşıyor. Çevreyi daha yakından öğrenmek istiyor. Sakin, sevimli bir kedi Zelal. Adı gibi Berrak. Öyle yabani değil, sokulgan. Emek biliyor, hatır biliyor. Bu yüzden komşu esnafların da maskotu haline gelmiş.