Kivi’nin Güncesi: 26

Kemal Aslan -www.patievreni.com-

3 Şubat 2025-

On gün sonra yeniden Kivi’yi göreceğimden heyecanlıyım. “Acaba ne olacak?”, “Araya giren mesafe nedeniyle beni hatırlayacak mı?”, “Bana tepkisi ne olacak?” Kafamda sorular var. Bugün benim kişisel tarihim açısından da bir dönüm noktası.

Sabah ilk servisle okula geldim. Can dostunun kapısı açıktı sadece. Kivi sırtı kapıya dönük biçimde kuru mamasını yiyordu. Ben odama geçtim. Daha sonra Onun “bebeğimm” diyen sesini duydum. Odamdan çıktığımda koridorda biraz sekerek yürüyordu. Sağ ayağından alçı çıkmıştı ama adımları eskisi gibi değildi. Adımları oldukça temkinliydi. Onun arkasından odasına girdim. Kivi ile 27 Ocak-31 Ocak tarihlerinde ne olduğunu sordum. O, “pazartesi günü işe başladığımdan bu yana oldukça iyi. Beni bir dakika bile boş bırakmıyor. Nereye gidersem benim peşimden geliyor.”, dedi.

Demek ki Kivi onun yokluğunun farkına varmış, özlemiş. Onun hayatındaki yerini anlamış. İnsan birinin yokluğunu derinden hissedince onun hayatındaki yerini de daha iyi anlıyor. Özlemin kokusu ikisini de sarmış. Birbirleri için ne anlama geldiklerini yaşayarak öğrendiler. Daha önce de yazmıştım aralarındaki bağ, rutin, emek ve karşılıklı ilişkiyi sürdürme arzusu yaşadıkları bu deneyimden daha da güçlü çıkmalarına yol açmış. Bazen tersi durumlar da söz konusu olabilir.

Ayaküstü birkaç dakika konuştuktan sonra can dostunun odasından ayrıldım. O yan odayı açtı. Daha sonra koridora çıktığımda Kiviye yaş mama veriyordu. Kapısı açık olduğundan yan odada “torun siyah kedi”yi de gördüm. Ben yanlarından geçerken Kivi ürktü ve kaçtı. Muhtemelen beni tanımadı, ya da her zamanki ürkek ve tedirgin haliyle uzaklaştı.

Ders dönüşü can dostunun odasına uğradığımda Kivi her zamanki koltukta yüzü kapıya dönük biçimde uyuyordu. Benim geldiğimi bile hissetmedi. Öyle tetikte değildi. Artık o yuvası olarak bildiği can dostunun yerindeydi. Kendini güvende hissediyordu. Üstelik onun başını ve sırtını okşamalarına yüzüyle elini bir sağa bir sola çevirerek

yanıt da veriyormuş. Yani ilişkilerinde eski rutinler yeniden başlamış. Rutinlerin sürdürülmesi ilişkinin istikrarlı olduğunu gösterir. Bu hem aralarındaki bağı güçlendirir hem de daha da yakınlaşmayı sağlar. İkisi de birbiriyle mutlu. Birbirlerine iyi geliyorlar. Ben can dostunun odasından ayrılırken Kivi uyuyordu hâlâ. Sabırlı okuyucu 23 Aralıkta başladığım ve 43 günlük zaman dilimini kapsayan 26’ıncı bu günce burada bitiyor. Kivi ve can dostu ile yollarımız yeniden kesişir mi? Kivi ile koridorda karşılaşır mıyım? Odama gelir mi? Onu da bilmiyorum, hayat bu olması gereken yaşanır. (son)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir