Kemal ASLAN-
Onunla tanışalı on ayı geçse de yaklaşık 6 aydır daha yakın görüşüyoruz. Benim için güne keyifli başlamamın bir nedeni. Birlikte kahve içiyoruz. O sade sütlü kahveyi bense sadece kahve içmeyi seviyorum. Aramızda bir rutin oluştu. Edebiyat, sinema olmak üzere sanatı farklı alanları üzerine konuşuyoruz. O da film ve dizi izlemeyi seviyor, birbirimizi besliyoruz.
Güne birlikte bir rutini paylaşarak başlıyoruz. Ben ondan o da benden farklı şeyler öğreniyoruz. Yüzünde tebessüm eksik olmuyor bazen hüznün gölgesi yüzüne yansısa da bu geçici oluyor. Karşılıklı konuşmalarımız birbirimize iyi geliyor. Leminel’de oturduğumuzda sarı kedi ve dört yavrusu bizim yanımızdan ayrılmazdı. Nedense kediler onu seviyor ve mutlaka yanına geliyorlar. Şimdilerde daha çok Santo’da oturuyoruz. Servisten iner inmez ilk uğrağımız orası oluyor. Ders zamanı 40 dakika kadar sohbet edebiliyoruz. Derslerin olmadığı bugünlerde ise zaman bizim. Tanıtım görevimiz yoksa oturup konuşuyoruz, zaman akıyor sanki. Artık Santo’dakiler de alıştı kasaya yaklaştığımızda “aynısından mı” diyorlar. Biz de gülerek “Evet” diyoruz.

Beş on dakika sonra teker teker kediler geliyor yanımıza. Siyah bir kedi geçen gün üzerine yapmıştı kakasını. Kedi sevse de böyle bir durumu yaşamanın tedirginliği çıkıyor ortaya. O yüzden uzak tutmaya çalışıyor. Sonra anneleri geliyor. Hala bazı kedilerin adları yok. Ben de arkadaşım da kedilere ad vermedik. Renkleriyle biliyoruz onları. Aslında arkadaşımın ilk sevdiği kedi Asil’di. Fakat her blokta sanki farklı bir adı var. Daha önce de yazmıştım. Eskiden onu sekizinci blokta Kivi’nin can dostunun odasında bile görmüştüm. Şimdilerde daha çok ikinci blok önünde takılıyor. Pek sekizinci bloğa da uğramıyor. Zaten artık odalarda kedi beslenilmediğinden Kivi de sekizinci bloğa eskisi kadar uğramıyor.

Asil eskiden biraz hırçındı. Özellikle sekizinci bloğa takıldıktan sonra. Oradaki kediler arasında rekabet belki de onu hırçınlaştırmıştır. Şimdilerde daha uysal. O hırçın zamanlarında arkadaşımın kolunu tırmalamış farklı yerlerinden o bu konuda ne yakındı ne de sızlandı. Aslında arkadaşım köpekleri seviyor ama kediler ise onu… Kedilerden kaçamıyor.
Yaşam enerjisini, sevgisini insanlara geçirdiği gibi kedilere de geçiriyor. Bu geç kalmış bir yazı. Olsun şimdi yazıldı. Arkadaşım ve kedilerini zaman zaman yazmaya devam ederim.