Kemal Aslan (www.patievreni.com)
Ataköy’de bilinen eczanedir Yonca. Atrimun’un yan giriş kapısının hemen yanındadır. Kültür Kolejinin giriş kapısının yanında. Bir yıldır yeni sahipleri var. Bu sabah erken saatlerde ilaç almak için Yonca Eczanesine gittim. Mesai saat
09.00’da başladığından eczanenin kapısı daha açılmamıştı. On dakika vardı. Beklemeyi pek sevmem. İçerde tekir-beyaz bir kedi vardı. Kapının hemen önünde duruyordu. İlgimi çekti. Ben de eğildim. Beni görünce yerde
yuvarlanmaya başladı. Sağa sola döndü. Sırt üstü uzandı, resmen cilve yapıyordu.

Aramızda bir bağ kuruldu. Bir etkileşim oldu. Ben daha sonra parmaklarımla cama vurdum. O da başıyla beni izledi. Daha sonra parmaklarımı yukarı çıkarınca onlara sanki dokunacak gibi iki ayağı üzerine yükseldi. Karşılıklı bir süre oynadık. Zamanın nasıl geçtiğini unuttuk. Kısacık bir ana mutluluk sığdırdık. Yüzüm güldü. İnsan eyleminin hangi canlı olursa olsun olumlu bir karşılık bulduğunda kendini iyi hissediyor. O da bana kendimi iyi hissettirdi.

Sonra kapı açıldı içeri girdim. İlaçlarımı alırken adının Şukufe olduğunu öğrendim. Üç yıldır bu eczanede kalıyormuş. Onun evi olmuş Yonca Eczanesi. Sırnaşık bir kedi değil. Uzaktan müşterileri izliyor, eczanenin içinde dolaşıyor. Bir ara yanıma gelince fırsatı kaçırmadım başını okşadım. Yanımda durdu ona dokunmama izin verdi. Sonra oradan ayrıldım. Ama aramızda kurduğumuz etkileşim sonucu bir bağ kuruldu. Kısacık bir rutin yaşadık. Onun belleğinde kalır mıyım bilmem. Ama o bir çiçek olarak aklımda kalacak. Teşekkür ederim Şukufe. Günüm sayende iyi geçecek. Sevginin,
bağın gücünü hissettirdin bana. Ne zaman oradan geçsem gözlerim seni arayacak. Gerekirse içeri girip seni arayacağım.