Arkadaşımın Yeni Arkadaşı

Kemal ASLAN-(patievreni.com)

Son üç gündür okulda değilim. İzinliyim. Arkadaşımla neredeyse sekiz gündür fiziki ortamda görüşemiyoruz. Yoksa bunu günün farklı saatlerinde sanal ortamda yaptığımız sohbetlerle telafi ediyoruz. Güne kahve içmeden, sohbet etmeden başlamak bana da iyi gelmiyor. Karşılaşmak için denk gelemiyoruz bu ara. İnansam “nazar değdi”, diyeceğim. Olsun bu durumlar da arkadaşlığımızı güçlendiriyor. Zaten artık iletişim olanakları isteyen herkese telafi olanakları yaratıyor. Biz onunla bahanelere sığınmıyoruz. Önemli olan bu. Arkadaşların, dostluğun gereğini bilmek ona göre davranmak.

O yazdı öyle öğrendim yeni bir arkadaş edindiğini. Dün okulda olmadığım süreçte olmuş her şey. İnsan yeni durumlara alışmalı değil mi? Bir gün olacak olan dün oldu. O da sevmiş yeni arkadaşını, Zaten mıknatıs gibi çekiyor kendine, böyle bir özelliği var arkadaşımın. Nerede otursak hemen yeni biri onunla tanışmak için fırsat kolluyor. Benim her

zaman yüzüm gülmediğimden belki bana onun kadar çabuk yaklaşmıyorlar. Arada bir yaklaşanlar da oluyor ama…

Bu kez o İkinci kattaki ofisinde arkadaşlarıyla konuşuyormuş. Onu o zaman fark etmiş. Siyah-beyaz renkleriyle dikkatini çekmiş. İlk defa onu okulda görmüş. Onun tahminine göre o da turnikelerden içeri girmiş onun bulunduğu katı tercih etmiş.

Dışarda yaşaması zor olduğundan okulu tercih etmesi normal. Biraz yaşlıymış ama sosyalmiş. İletişim kurmak için çaba harcamış odadakilerle. Bir kadın hocanın kedilerden korktuğunu sezmiş ki sürekli onun yanına gitmiş, kendisinin zararsız

olduğunu göstermek ve iletişim kurmak için. Bu başkalarınca arsız bir davranış gibi yorumlanabilir ama öyle değilmiş. İstenmediğini anlayınca uzaklaşıyormuş. Önce durmuş bir süre. Ancak kadın hoca rahatsız olunca benim arkadaşım almış onu eliyle başka bir yere taşımış. O da hemen boş masadaki bilgisayarın üzerine uzanmış.

Arkadaşımın yanından da ayrılmamış. O da sosyal biri. Zaten nerede otursak hemen bu yeni edindiği arkadaşı gibi biri hemen ona musallat olur. Onun da pek sesi soluğu çıkmaz. Kaç kere kollarında bu can dostların tırmık izini gördüm. Kaç tişörtünü tırmıklarıyla delmişlerdi. Aslında o kediden çok köpek sever ama kediler de onu hiç boş bırakmaz. Kendilerini sevdirmek için mutlaka bir hamle yaparlar. Yok sayılmaya karşı mutlaka kendilerini hatırlatan bir şey yaparlar. Bu yeni can dostu da yakınlık gösterince onu hemen kucağına almış arkadaşım. Birbirlerine karşılıklı sevgilerini göstermişler. Onun henüz adı yok. O da okulda çoğunluk kediler gibi adsız.

Renkleriyle şimdilik tanınacak. Belki ad koymayı seven birileri ona da bir ad takıverir! Arkadaşımın bu yeni arkadaşı sakin, insanları rahatsız etmeyen dikkatli biri. “Yaşının ağırlığını taşıyor”, diyesim geliyor. Bu bakımdan bana pek benzemiyor! Arkadaşımın

daha önce sevdiği Asil ortada olmayınca o da bu yeni arkadaşıyla zaman geçirmiş.  insan her zaman istediklerini gerçekleştiremiyor. Önemli olan anı yaşamak anda  kalmak. Her şey gelip geçici. Savrulan bir toz parçacığı gibi uçucu!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir