Kemal ASLAN
17 Ocak 2025-(patievreni.com)-
Bugün servis birkaç dakika geç kalktı. Ben de her zamankinden dört-beş dakika geç geldim okula. Dün saat 17.30’a doğru çıktığımdaki gibi iki odanın kapısı da kapalıydı. O zaman Kezban ve Kivi sekizinci bloktaydı. Kezban her zamanki gibi kapı girişine yakındı, Kivi ise dördüncü katın merdivenlerindeydi. Ayrılırken “Kivi ile yarın sabah karşılaşacak mıyım” diye içimden geçirdim. Belli bir rutini yaşamak beklenti oluşturuyor farkında olmadan sizde. Kivi ile olan karşılaşmalarımdan öğrendiğim bir durum bu. Okula, çalıştığım bloğa geldiğimde Kivi yerine Kezban vardı can dostunun kapısının önünde. Kezban da burayı yuva belledi belli ki. Gözlerim Kivi’yi aradı.
Dördüncü katın merdivenlerinin oraya baktım: O, duvarın dibinde bir karaltı gibi duruyordu. Kezban acıkmış olduğundan “miyav” diye birkaç defa ses çıkardı. Kivi de ona bir kez eşlik etti. Çekingen ve ürkekti. Üstelik dört ayak üzerine doğrulmuş vaziyetteydi sanki her hangi bir durumda kaçmaya hazırdı. Bu güvensizlik hali sürüyor onun. Belki can dostu iyileşince zaman içinde aşılır bu durum. Yaklaşık 5 dakika sonra yan odanın kapısının açık olduğu gördüm. Kivi odaya girmişti bile. Bu kez son zamanlardakinin aksine can dostunun odasında yaş mama ve su da hazırdı. Belki de can dostu da gelecekti. Kapların boş olması olmazdı! Hazırlık önceden yapıldı.

Sabah yine koridordan dozu yüksek “müzik sesi geliyordu. Kulakları eğitmenin zamanı başlamıştı yine. Birileri bu görevi üstlenmeliydi. Hem gönüllü yapılan bir hizmetti. Bazıları bunun değerini anlamıyordu: “Ne var ki bunda?”, “Eğitimsiz kulaklar, bu sesten nasiplenmeliydi.” “Kimse istiyor mu? İstemiyor mu diye sormaya ne gerek
var?”, “Bu toplum tepeden inmeciliğe alışık, şimdi olan da bu.” Bir gün biri “Bu durumu abartmıyor musunuz? Eskiden siz de dinlerdiniz. Takıntı yaptınız “ demişti. İçimden “bazı eylemler böyle meşrulaştırılıyor” diye geçirdim geçmişi hatırlayınca. Olayın nasıl öznel temele indirgendiğini anladım. Olayları, olguları aşrı basitleştirme;
çok düz mantıkla bakmak böyle oluyor demek ki. Sonra herkesin kendisine yakın gördüğünü koruduğunu, kolladığını fark ettim. Etikmiş, değerlermiş, sosyal ortammış anladım ki hikâye. Can dostu ayağı kırıldıktan bu yana yedinci kez Kivi’yi gördü. Koridorda “Bebeğimm, kızımmm,” sesinin yankılanmasıyla onun gelmiş olduğunu anladım. O da yan oda
olmayı tercih etmişti bu kez de. Zaten orası ikisinin de ikinci mekânı gibiydi. Koridora çıktığımda Kivi’nin yan odanın kapısının girişinde durduğunu; onun da içeriden “gel, gel” diye seslendiğini duydum. Ama Kivi’nin yüzü bloğun giriş giriş kapısına dönük biçimde hiç ses duymamış gibi kımıldamadan duruyordu. Bir iletişimsizlik mi vardı aralarında? Kivi, ihmal edilmesine karşı böyle mi tavır koyuyordu? Sürekliliğin kesintili biçimde yaşanmasına bir tepki miydi bu. Aralarında eski rutine benzer durum yaşanması halinde “bu sorunun” ortadan kalkması mümkündü. Şimdi biraz rüzgâr esiyordu aralarında soğuk muydu? Sert miydi? Ilıman mıydı? Bilemedim. Ama bir şeyi fark ettim: “Kara Kız” diye seslenip yanına başını okşamak için yaklaştığımda Kivi de kaçtı benden. Bugün yalnız kalmayı tercih ediyor

belki de. Ya da yalnızlığına alışıyor. Gerçi can dostu bir süre iş gereği sekizinci bloktan ayrıldıktan sonra Kivi’yi ara ara
sekizinci bloğun giriş kapısının önünde yüzü dışarıya dönük olarak onun gelişini bekler halde gördüm. Bir ara onun odasının kapısının girişinde de durdu. Sanki geldiğinde karşılamak ister gibiydi. Can dostu geldiğinde yine yan odaya geçmişti ve Kivi’ye her zamanki gibi biraz yüksek sesle “bebeğimm, kızımm” diye sesleniyordu belki de hem sesinin
duyulmasını hem de yan odada olduğunu göstermek istiyordu. Kivi ile aralarındaki duygu halleri inişli-çıkışlı gibi geldi bana. Bugün öğleyin çıktım okuldan. Araya hafta sonu da giriyor. Neredeyse iki buçuk gün göremeyeceğim Kivi’yi. Hafta başında bütünleme sınavları var. Onunla ilişkimiz ne olacak? Bana karşı davranışı değişecek mi? Aramızda bir dönem kurduğumuz ilişki yeniden sürecek mi? Anı oluşturabilecek miyiz? Belki de akışa bırakmak gerekiyor her şeyi.