12.Bloğun Kedisi: Asena

Kemal Aslan (www.patievreni.com)

Onu dört gün önce Cuma günü görmüştüm. Nebi hocayla okuldan çıkış hazırlığı yaptığımız sırada. Saat 17.30 civarıydı, ben barut gibiydim. Mikro iktidar  ygulamalarına yönelik tepki içindeydim. Oysa artık teflon tava gibi olmayı istiyordum.

Nebi hoca öfkeli halimi görünce dostluğunun sıcaklığını her zamanki gibi hissettirdi, beni isli viski içmeye götürdü.

Ancak okuldan çıkışımız 15-20 dakika sürdü, ben bir şey konuşuldu mu hemen yapılsın isterim. Söz eylemdir benim için, bu sözü söylediklerimin çoğu anlamasa da.

Yani sözün kendisi de eylemliliği içerir ancak eylemle o pekiştirilir. Bazıları sadece sözün eylem yerine geçtiği algısında. Ya da sözle yetindiğim düşüncesinde. Oysa söylediklerimi kısa sürede eyleme geçiririm. O nedenle kimi zaman onu söz olarak dile getirmemeyi tercih ederim.

İnsanların zihnine girip müdahale etmek mümkün değil. Zaten günümüzde herkes her şeyi kendi algıları çerçevesinde değerlendiriyor. Sözü söyleyenin ne demek istediği üzerinde durulmuyor. O, 12’inci blok önünde duruyordu. Kısırlaştığından karnın bir bölümünde ameliyat izi vardı; belli ki yeni operasyon geçirmişti. Bedeninin bir bölümünde derisi görünüyordu.

Bakınca içim acıdı. Muhtemel, o, çektiği acılar nedeniyle kapalı yerde kalmak istemiyordu. Ancak hava oldukça soğuktu, dışarıda kalsa belki de ölürdü. O yüzden ben ve Nebi hoca onun içeri girmesi için epey uğraştık. Sonunda başardık. Ama inatçı, zayıf, sarı renkli bir kedi olarak aklımda yer etti o gün. Yeniden karşılaşmak varmış meğer; tesadüf değilmiş o zamanki karşılaşmamız da. Bugün sabah 12’inci blokta dersim vardı. Sınıfta onu gördüm. Öğrencilerin oturduğu

sandalyelerin arasındaydı. Meğer Irmak adlı öğrenci 12’inci bloğun girişinde ona rastlamış ve sınıfa getirmiş. Erkek öğrenciler de onunla ilgilendi. Benim de ona dokunmama izin verdi. Başını okşamak iyi geldi; o, varlığını hissettirdi bana. Onun da sevgiye ihtiyacı varmış meğer. Belki de yaşadığı acı nedeniyle. Kim bilir yarası daha

geçmemiştir? Kanım nasıl da ısındı. O da belki benim için ikame sevgili olur; böylece üçüncü şahıs olmaktan da kurtulurum. İçimde uzun zamandır olmayan bir kıpırtı başladı onunla.

Irmak ona “Zeynep” diye seslenince “adı o mu” diye sordum, “hayır biz şimdi koyduk” dedi. Ancak erkekler Asena olmasını istedi ve maço kültür galip geldi. O, zamanla adına alışacak. Dilerim bu blokta aradığını bulur. Bir adsız kedi daha bir ada kavuştu; darısı diğerine…

Sınıfta olduğu süre içinde oldukça sessizdi. Ne miyavladı ne de sırnaşıklık yaptı. Öğrencilerin ayaklarının dibinde onunla ilgilenmelerini bekledi. Onların kendisini sevmelerine izin verdi. Irmak, bir ara onu kucağına aldı, sarıldı. Bir süre öyle kaldı. Sarılmak, sevgi görmek her canlıya iyi gelir. 15-20 dakika sınıfta durdu. Ben o sırada ders anlatıyordum ama bir yandan da gözlerim üstündeydi. Sonra sessizce çekip gitti.

Benim de çok yapmayı istediğim bir eylem bu!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir